ERGENLİK
Ergenlik, büyüme çağı değildir
; büyüme çağının sadece bir parçasıdır ve çocuğun
cinsel olgunluğa geçişinin göstergesidir. Büyüme,
ergenlik dönemi sona erdikten sonra da uzun bir süre
devam eder. İnsanlarda cinsel olgunluk, genel fiziksel
ve düşünsel olgunluktan çok önce kazanılmaktadır.
Üstelik, ergenlik yaşı da gittikçe küçülmektedir;
öyle ki, çeşitli ülkelerde bir çok ilkokul öğretmeni,
ilk kez son on yıl içinde adet gören kız öğrenciler
için belli kolaylıklar sağlamak zorunda
kaldıklarını bildirmişlerdir.
Kızlar; ilk adet kanamalarını
çok yoğun ve çarpıcı bir deney olarak yaşadıkları
için, kadınların ergenlik dönemine giriş tarihleri
hakkında daha kesin bilgiler vardır; erkeklerin
ergenlikleri biraz daha belirsiz bir dönemde başlar. Günümüzde
kızlarda ortalama ergenlik yaşı onüçtür. Daha sıcak
ülkelerde, evliliklerin erken yaşta olmasının
yarattığı aksi izlenime rağmen, kızlarda ortalama
ergenlik yaşı 13,5 - 14 civarındadır. İlk adet
yaşının düşmesine yol açan etkenler çeşitlidir.
İlk adeti geciktiren kötü beslenme ve çocuk hastalıklarının
gelişmiş ülkelerde giderilmesi, bu etkenlerden
biridir. Ancak en önemli etkenin toplumsal ve psikolojik
dönüşümler olduğu kesindir:
cinsellik üzerindeki baskının hafiflemesi, gençlerin
cinsel kimliklerini daha erken yaşta ortaya koymalarına
olanak verilmesi, kızların cinsel potansiyellerinin
daha hızlı biçimde gerçekleşmesine yol açmaktadır.
Bununla birlikte, adet yaşındaki bu küçülmenin tamamıyla
yeni bir durum olmadığı, ilkel toplumlardaki duruma
bir geri dönüş olduğu da ileri sürülmektedir. Bu
görüşün sahiplerine göre, herhangi bir cinsel baskının
olmadığı ve insanların daha doğal koşullarda
yaşadığı geçmiş toplumlarda ilk adet yaşı bugünkünden
ve yakın geçmiştekinden daha küçüktü.
İlk adetin kesin ve belirli bir tarihi olmasına
karşılık, kadın ergenliğinin diğer belirtileri için
aynı şey geçerli değildir. Yaklaşan ergenliğin ilk
belirtisi, dokuz ile onbir yaşları arasında meydana
gelen göğüslerdeki şişmedir. Ancak göğüsler
bundan sonra 7-9 yıl daha büyüme ve
olgunlaşmaya devam edeceklerdir. Göğüs uçlarının
koyu renk alması ise ortalama 12-13 yaşlarında olur.
Cinsel organ kıllanması ise ortalama 11 yaşında
başlar ve 14 yaşına kadar devam eder; ancak bundan
daha erken başladığı ve daha geç tamamlandığı da
olur. Koltuk altı kılları ise bir-iki yıl daha geç
çıkar. Kız çocuğun boyunun hızla uzamaya
başlaması da 9-10 yaşlarında olur; bu ilk adetin
yaklaştığının da işaretidir. En hızlı boy atma
çağı olan 12-14 yaşları aynı zamanda ilk adetin
geldiği dönemdir.
Kızlarda hem ergenlik hem de hızlı boy atma
erkeklerden önce başlar. Bu yüzden 11-14 yaşındaki
kızlar genellikle kendi yaşlarındaki erkeklerden daha
uzun ve daha ağır olurlar. Erkeklerde hızlı boy
uzaması hem daha geç başlar hem de daha geç biter. Kızların
fıziksel gelişimi en geç 20 yaşında biter; hatta
Doğu ülkelerinde kızlarda büyümenin üst yaş
sınırı l6-17'ye iner. Oysa erkeklerin fıziksel
gelişimi ve boylanmaları 23-25 yaşlarına kadar sürebilir.
Erkeklerin de ergenlik belirtilerinin ortaya çıkış
tarihleri kızlarınki kadar değişken ve belirsizdir.
Onüç yaşında cinsel bakımdan olgunlaşmış erkek
çocuklar olabildiği gibi, onbeş yaşına geldiği
halde hala cinsel çocukluktan çıkamamış olanlar da
vardır. Erkek çocuklar arasında bu tür farklılıklar,
kızlarda olduğundan çok daha fazla eksiklik ve aşağılık
duygularına yol açmaktadır. Penisin büyümesi
ortalama 13 yaşında başlar ve iki yıl kadar sürer;
ama 11 yaşında başlayıp 13'te bitebildiği gibi,
14'te başlayıp 17'de de sona erebiir. Başka bir
deyişle aynı yaşlardaki erkek çocuklar arasında,
bazıları büyümeye başlamadan"erkekleşmiş"
olanlar bulunabilir.
Genellikle erkek ergenliğinin ilk işareti,
erbezlerindeki büyümenin birden bire hızlanmasıdır.
Erbezleri ortalama 11 yaşında büyümeye başlayıp
16'da en gelişmiş durumlarına ulaşırlar. Cinsel
organ bölgesindeki kıllar da 10 ile 15 yaşları
arasında çıkmaya başlar ve l4-18'de tamamlanır.
Koltuk altı kılları da çoğu zaman bundan bir süre
sonra belirir. Ama bunun tersi de olabilir.
On sekiz yaşındaki bir kız, ergenlikten önceki
çocuksu sesi yitirmiştir; ama erkek çocuklardaki ses
değişikliği çok daha belirgindir. Erkek çocuğun
gırtlağı, penisin büyümesini tamamladığı
sıralarda gelişmeye başlar. Genellikle ses değişimi
derece derece gerçekleşir ve bir kaç yıla yayılır.
Bu süre içinde çocuğun sesi çatlayabilir, kısılabilir.
Çıkan ses ne kadar çirkin olursa olsun aslında
yitirilen birşey yoktur. Sadece çocuk henüz büyüyen
gırtlak üzerinde kas kontroluna alışamamıştır.
Kızlarınki kadar belirgin olmasa da erkek göğüsleri
de ergenlik sırasında bir değişim geçirirler. Meme
başı çevresindeki renkli halka bu sıralarda genişler
ve koyulaşabilir. Erkek çocukların üçte birinde de
bu halkanın altında kızlarınkine benzer ancak daha küçük
bir doku oluşabilir. Ama bu genellikle gençlik çağlarında
ortadan kalkar.
Ergenlik çağının önemli sorunlarından biri de cilt
rahatsızlıklarıdır. Sivilce, ergenlik döneminin
cinsel değişimine bağlı bir cilt hastalığıdır.
Hadım edilmiş erkeklerde sivilce olmaması, ancak
cinsel hormon takviyesi yapıldığında sivilce çıkması
ve hormonun kesilmesiyle sivilcelerin de ortadan
kalkması bunun kanıtıdır. Çoğu insanda sivilceler
ergenliğin diğer belirtileri tamamlandıktan sonra da sürüp
gider ve ancak ilk gençlik çağının tamamlanmasıyla
ortadan kalkar. Bu o kadar yaygın bir sorundur ki, bir
hastalık değil, normal bir gelişim olarak görülmesi
daha doğru olacaktır.
Erkek ergenliği 10-12 yaşlarında erbezlerinin büyümesiyle
başlar ama bu erbezleri 14-16 yaşlarına kadar olgun
sperm üretemezler. Ama bu, bu yaşlardaki çocuğun bir
tür orgazm yaşamasını engellemez. Gerçekte, orgazm 6
ile 10 yaşları arasındaki "Cinsel
Durgunluk" dönemi dışında, her zaman
yaşanabilir.
ÖNCEKİ SAYFA SONRAKİ SAYFA
|